Blog

09.04.2016 23:46

   Ekosistem belli bir alanda yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde bulunan canlılar ve bunların cansız öğelerinden oluşan doğal yapılara denir.

 

   Ekosistemleri olumsuz etkileyen etmenler: Bilinçsiz bir şekilde yapılan avlanma hayvanların yok olmasına tabiattaki dengenin bozulmasına neden olur. Örneğin bir tavşanların avlanılması o bölgede yaşayan ve tavşanla beslenen aslan, kurt, tilki gibi hayvanların aç kalmasına veya ölmesine neden olabilir. Yani bir hayvanın bilinçsiz avlanılması, diğer hayvanlarında ölümüne yol açabilir.

 

  • Yüzyıllardır insan oğlunun çevre kirliliğine sebep olması.
  • Ormanların insanoğlu tarafından bilerek kasti şekilde yakılması.
  • Sigara ve içi alışkanlıkları nedeniyle İnsanların sigara izmariti ve içki şişelerini sokaklara atmaları.
  • Fabrika bacalarından çıkan dumanlar.
  • Evlerimizin bacalarından çıkan duman.
  • Motorlu araçlardan çıkan egzoz dumanı.
  • Piknik alanlarında İnsanların bilinçsiz davranıp çöplerini doğaya bırakmaları.
  • Denizlerin ve derelerin çöplük olarak görülüp çöplerin buralara atılmaları.
  • Dereler ve denizlerimizde bilinçsiz balık avlanması.
  • Doğada Hayvanların bilinçsiz bir şekilde avlanması.
  • Ormanlarımızdaki ağaçlarımızın bilinçsiz bir şekilde kesilmesi.
  • Son dönemlerde ise gelişen teknoloji nedeniyle havaya bırakılan zararlı gazların küresel ısınmaya neden olması.
27.03.2016 18:43

   Çevre sorunları, insanların yaşadıkları doğal ortamı bozmaları ile ortaya çıkar. İnsanlar kendilerine daha iyi yaşama koşulları sağlamak için çevreye zarar verirler.

 

   Ülkemizde özellikle büyük şehirlerde kalitesiz yakıt kullanımından dolayı hava kirliliği meydana gelmektedir. Fabrikalardan ve evlerden çevreye atılan bazı maddeler (poşet gibi) toprak kirliliğine neden olur.

 

   Özellikle sanayi bölgelerinin yakınındaki kentlerin kanalizasyonları akarsular, deniz ve göllerin kirletilmesine neden olmaktadır. Ayrıca gemilerden boşaltılan bazı maddeler ve deniz kazaları bu kirlenmeyi artırmaktadır.

 

   Su ve toprak kirliliğine neden olan maddelerin bir kısmıda katı atıklardır. Katı atıklar; plâstik maddeler, cam ürünleri, metalik maddeler (konserve ve meşrubat) ve ağaç ürünleri (kağıt, karton gibi).

 

   Özellikle büyük kentlerde arabaların motor ve klakson gürültüleri ile bazı eğlence yerleri ve bazı iş yerleri de gürültü kirliliğine neden olmaktadır.

 

Çevre sorunlarının çözümünde bize ve devlete düşen görevler;

   · Ormanlarda izinsiz ağaç kesmeyip, ateş yakmamalıyız.

   · Fabrikaların zehirli atıkları ve kanalizasyon suları akarsulara, göllere ve denizlere akıtılmamalıdır.

   · Çöpleri rastgele çevreye, akarsulara, göllere ve denizlere atmamalıyız.

   · Kaliteli yakıtlar kullanmalıyız.

   · Çevre sorunlarının çözümü için sivil toplum kuruluşlarına yardımcı olmalıyız.

   · Çevre sorunlarının önlenmesi için devletin çeşitli zorunluluklar getirmesi gerekmektedir.

   · Çevre bakanlığı daha aktif bir şekilde çalışmalıdır.

   · Yerel yönetimler çevre sorunlarına daha fazla ilgi göstermelidir.

12.03.2016 16:57

   Türkiye biyolojik zenginlik açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Yurdumuzda 10.000 kadar bitki türü var. Oysa tüm Avrupa’daki tür sayısı 12.000 kadardır. Bu yurdumuzun flora bakımından ne kadar zengin olduğunu gösterir. Bunun yanında memeli hayvan, kuş, sürüngen ve kurbağagillerden birçok tür, ayrıca birçok deniz ve tatlı su balığı türü ulunmaktadır.

     

   Ülkemizde gelecekleri tehlike altında olan tür sayısının 1876 tane olduğu bildirilmektedir. Ayrıca, 1950’li yıllarda sahip olduğumuz 600 – 1000 kadar üzüm çeşidinden, bugün parmakla sayılacak kadar az üzüm çeşidi kalmıştır. Aynı sonuç diğer meyve çeşitleri içinde geçerlidir.

     

   Ülkemizde bazı canlı grupları, örneğin tohumlu bitkiler, kuşlar ve memelilerin tür sayısı bilinmektedir. Buna karşılık omurgasız hayvanlar ve bazı bitkilerin tür sayıları hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak ülkemizdeki biyolojik zenginliğimizin yok olmaya yüz tuttuğu da bir gerçektir. Çünkü bilinen ve bilinmeyen birçok tür tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insan etkisiyle yok olma tehdidi altındadır.

04.03.2016 11:57

   Birey sayısı çok azalarak gelecekte yok olma tehlikesi altındaki türlere “ Tehlike altındaki türler” denir. Bunlar genelde az üreyebilen, uzun ömürlü türlerdir. Tür kaybı habitatın yok edilmesi ve çevre kirlenmesinin yanı sıra insanların etkileriyle de gerçekleşmektedir.

    

   Dinozorlar ve mamutlar gibi türler iklim değişiklikleri ve ortam şartlarındaki değişmeler nedeniyle doğal olarak yok olmuştur. Ancak bazı türler; örneğin Afrika leoparı derisi, devekuşları tüyleri, morslar dişleri, balinalar yağı, timsahlar derisi, gergedanlar boynuzu, kurt, çakal gibi hayvanlar evcil hayvanlara zarar verdikleri için hızlı bir şekilde avlanmakta ve bu türlerin varlığı tehlike altındadır.

    

   Bütün bunlar doğadaki canlı türlerinden birçoğunun bireylerini gelecekte sadece fotoğraflarda göreceğiz demektir. Çünkü denizlerdeki kirlenmeler, midyelerden ve balıklardan önce fitoplanktonların milyonlarcasını öldürmektedir. Kısacası birçok hayvan türü kirlenme, yaşama ortamlarının bozulması ya da kaçak avlanma yüzünden yok olmaktadır. Kontrolsüz yakılan bir ateş, söndürülmeden atılan bir sigara ya da kırılan bir şişe camı parçasının neden olduğu yangınlar, oluşumu yüzyıllar süren ormanları yok ettiği gibi içinde barındırdığı bitki ve hayvan türlerini de yok etmektedir           

   

   NOT: Son 200 milyon yılda, doğal yolla kaybolan canlı tür sayısı yılda 1 tane, son yüzyılda insan tarafından yok edilen canlı türü sayısı yılda yaklaşık 1000 tanedir.

 

   TÜRLERİN YOK OLMA NEDENLERİ

           1-) Doğal nedenler, dünya şartlarında meydana gelen değişmeler ( iklim değişmeleri, meteor düşmesi, volkanizma vb. doğal afetler- dinozorların yok olması)

           2-) Yanlış arazi kullanımı, canlıların yaşam alanlarının yok edilmesi veya Canlıların yaşam mekânlarının parçalanarak küçülmesi

           3-) Çevre kirlenmesi,

           4-) Aşırı avlanma ve canlı kaynaklardan aşırı derecede yararlanma

           5-) Orman yangınları,

           6-) Toprağın erozyona uğraması,

           7-)Doğal hayatı koruma önlemlerinin etkili olmayışı

           8-)Yanlış politik kararlar, Yetersiz yasal düzenlemeler ve eksik uygulama.

         

Dünyada en çok nesli tükenen hayvanlar memeli, omurgalı ve kuş türleri olup en az omurgasızlardır.

         

   YOK OLAN BAZI TÜRLER:

         Bali kaplanı, Kauga ( zebra türü) , Göçmen güvercin türleri, Dodo(uçamayan kuş) ,Amazon timsahı, (balinalar, orkide, leopar, gergedan, deniz fili, Tazmanya kurdu, Afrika fili, orangutan—ise yok olma tehlikesinde olan türlerdir.)

 

02.03.2016 18:47

   1-) Artan besin ve barınma ihtiyacı için canlıların yaşadığı yeşil alanların yok edilmesi

  

   2-) Sanayi atıkları, kimyasal gazlar, nükleer denemeler çevrenin kirlenmesi ve tahribatına neden olur.

  

   3-) Yerleşim ve tarım alanı açma çalışmaları habitatları yok etmektedir.

  

   4-) Tarımda verimi artırmada kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlar hem çevreyi kirletir, hem de canlıların yok olmasına neden olur.

  

   5-) İnsanların çeşitli sebeplerle aşırı avlanması canlı türlerini yok etmektedir

  

   6-) Ortaya çıkan savaşlar çevreyi yok eden başka bir etkendir.

  

   7-) Ormanların yakılması, suların kirletilmesi habitatları yok etmektedir.

25.02.2016 00:46

   Dünyada yaşayan türler değişmez değildir. Belirli koşullar olursa, çevredeki değişmelere paralel olarak binlerce yıl gibi uzun zaman içinde, bir tür, “damla damla” biriken değişimlere uğrayabilir.

   

   Ancak, ekosistemin ve ekosistemdeki bazı parçaların değişme hızı, türün değişme hızından daha büyük olursa, o zaman türler yeni ekosisteme uyum sağlayamaz.  Daha önce yaşamakta olduğu ekosisteme benzer bir ekosistem kalmamış ise, artık o türün nesli önce azalır, bozulur ve sonra da yok olup gider.

    

   Bu nedenle, geçmişteki milyonlarca yıl içinde, çeşitli jeolojik devirler boyunca pek çok tür ortaya çıkmış, pek çok türün de nesli yok olup gitmiştir. Yeryüzünde hayatın başladığı günden, bugüne kadar geçen zaman içinde, yaklaşık yüz milyon adet canlı türünün neslinin tükendiği tahmin edilmektedir.

    

   Unutulmamalıdır ki yukarıdaki nesil tükenme olayları, doğal yollarla (zaman içinde iklim değişmeleri, türler arası rekabet, büyük göktaşlarının dünya ile çarpışması vb. yüzünden) olmuştur. Bu yolla, bir ekosistemdeki kazanç ve kayıplar eşit olmakta, nesli tükenen türler ile yeni ortaya çıkan türler arasında bir denge sağlanabilmekteydi.

    

   Oysa insan etmeni yüzünden ortaya çıkan nesil tükenmesi, doğal yolla olan nesil tükenmesinden çok farklıdır. Son iki yüz yıllık zaman dilimi içinde nesli tükenen türlerin sayısının, insan türü ortaya çıkmadan önceki son iki yüz milyon yıllık zaman diliminden kat kat fazla olduğu tahmin edilmektedir. İnsanoğlunun doğayı değiştirme hızı, canlı türlerinin kendilerini genetik olarak değiştirip değişen doğaya uyum sağlayabilme hızından çok fazla olmuş ve olmaktadır. Sonuç olarak, birçok canlı türünün nesli tükenmiş, birçoğu da tükenme tehlikesiyle yüz yüze gelmiş bulunmaktadır.

 

   Memeli hayvan türleri ile çiçekli bitkilerin atalarının yaygınlaşmaya başladığı 70 milyon yıldan beri, yeryüzünde muhteşem bir “biyolojik çeşitlilik oyunu” oynanmaktadır. Yerküresi ekosistemi bu oyunun sahnesini, ekosistemdeki cansız varlıklar da sahnenin dekorunu oluşturmaktadır. Sahnedeki her bir canlı türü de bu oyunda rol alan oyunculardır. Her türün sahnede ayrı bir rolü ve ayrı bir etkinliği vardır. Geçmişteki milyonlarca yıl boyunca oyunun pek çok perdesi açılıp kapanmıştır. Her perdede başka başka canlı türleri başrolleri paylaşmışlardır. Öyle görülüyor ki, sadece son 7000 yıldan (yerleşik tarım toplumuna geçişe denk düşen günlerden) beri, oyunun son perdesi oynanmaktadır.

   

   Bu gidişle oyun, sahnenin çökmesi ile bitecek ve bu yüzden birçok güzel rol oynanamayacak, birçok güzel oyuncu oynayamayacaktır. İnsan türü, aklını ve aletlerini biyoçeşitlilik oyununu bozmak için değil, oyunun bozulan sahnelerini düzeltmek ve bozulan sistemi daha düzenli sürdürebilmek için kullanmak zorundadır.

   

   Bütün bu üstün değerlerine ve yararlarına rağmen, bu canlı doğal kaynaklarımız ve zengin biyolojik çeşitliliğimiz, bu topraklarda doğup gelişen değişik uygarlıkların da olumsuz etkisiyle son 7000 yıldan beri talihsiz bir sürecin kıskacına girmiş bulunmaktadır. Bu sürece kısaca BAY süreci diyebiliriz:  BAY süreci içinde Türkiye’nin biyoçeşitliliği önce Bozulma, sonra Azalma, en sonunda da Yok olma olayları ile karşı karşıya bulunmaktadır.  BAY sürecinin başlıca nedenleri arasında toprak erozyonu, hızlı insan-nüfus-artışı ve (yaklaşık % 2,5) düzensiz ve savurgan kaynak kullanma alışkanlıklarımız bulunmaktadır.

03.02.2016 14:37

Yeni blog'umuz bugün oluşturuldu. Buraya odaklanın ve sizi bilgilendirmek için çalışalım. RSS feed sayesinde, bu blogda yeni mesajları okuyabilirsiniz.